BEYRUT 4. GÜN

Nihayet Beyrut’ta son günümüze geldik. Bugün daha çok aylak aylak gezindik dersem yeridir herhalde. Bugün için plandığımız bir şey olmayınca, istediğimiz saatte kalkıp, istediğimiz yerlerde dolandık.
Sabahın olmazsa olmazı tabiî ki kahvaltıydı. Bugünde tercihimizi otelden yana kullanmayarak, kendimizi dışarı attık. Soluğu başka bir fırında alarak, bu sefer de farklı bir şeyler aldık. Fırın sabahın köründe açılmış, hamurlar yoğrulup, hazırlanmıştı bile.



Fırında daha çok bizim minik pizzaları andıran hamur işlerinden vardı. Hamur mayalı ve tadı hafif tatlıydı. Hamur aynı olup, şekilleri farkıydı. Biz de denemek için tabi ki biraz da oburluğun verdiği hevesle çerez kıvamında atıştırmak için küçük çeşitlerden kıymalı, peynirli ve patatesli aldık. Büyük olarakta kavurmalı yumurtalı ve pastırmalı kaşarlı aldık.
 
Ben pek pastırmalıyı beğenmedim, çemenin verdiği kırmızılıktan ötürü çemen kaşarla karışınca, ortaya tuhaf görünümlü bir pide çıktı. Bir de herhalde pastırmadan ötürü hafif bir koku vardı.



Kavurmalı yumurtalı ise harika bir seçimdi diyebilirim. Şu yazıyı yazarken, keşke olsa da yesem diye iç geçirmiyor değilim yani.

 
 
Kahvaltımızı ettikten sonra Hamra sokaklarında gezinmeye başladık, hangi ülkeye gidersek gidelim, mutlaka oranın yerel lezzetlerini keşfetmek için süpermarket arayışına gireriz, burada da kural değişmedi tabii ki. Başladık market aramaya, ama hayal kırıklığı oldu.  Hamra’da çok fazla hatta hiç süpermarkete rastlamadık desem inanır mısınız? Arka sokaklar da ismini hatırlamadığım bir market bulunca girdik. Fakat markette pek fazla değişik bir şeye rastlamadık. Aynıları Türkiye’de de vardı. Abur cubur reyonunda Eti ve Ülker’in ürünlerini görmek sevindirdi. Onun dışında pek bir şey bulamadık.  Bir de daha önce Türkiye’de görmediğim için değişik gelen bir sistem gördüm. Market iki katlıydı fakat alışveriş yapmak için zemin kata merdivenle inmek gerekiyordu. Şimdi diyeceksiniz ki, ben merdivenle indim, market arabası nasıl inecek. Müşteriler merdiveni kullanırken, alışveriş arabaları da yürüyen merdivenle inip çıkıyorlardı.
 
 
 
Biraz dolanıp, daha önce ziyaret ettiğimiz Refik Hariri’nin mezarının ve Al Omar Camisinin bulunduğu yere çok yakın olan Beyrut Souk’a gitmek için yola çıktık. Daha önce önünden geçmiştik fakat geç kalırız diyerekten gezme fırsatı bulamamıştık.
 
 
 
Beyrut Souk, bence Beyrut’un yüz aklarından biriydi. Büyükçe bir alana yayılmış olan Beyrut Souk, açık havada alışveriş yapmak sonrasında oturup bir şeyler yiyip,  içmek için idealdi. Alışveriş düşkünü bayanlar için burası tam bir cennet ama erkekler için cehennemdi. Lüks mağazaların, mücevher dükkânlarının bulunduğu mağazalar arasında Türk firması olan Tuvanam’ı görmekte sevindiriciydi.  Hemen girişte hangi mağazaların olduğu tabelayı incelerken buranın sadece mağazalardan ibaret olmadığını ve bünyesinde süpermarketinde olduğu görmek bizi de haklı olarak sevindirmişti.
 
 
 
Daha önce adını duymadığım TSC Signature adlı market’e girmek üzere yola koyulduk. Büyükçe bir market olan daha çok Türkiye’deki Macro marketler tarzında bir yerdi. Kaliteli, pahalı ve organik ürünlerini de olduğu markette gezmeye başladık.
Alkol reyonu oldukça genişti. Birçok çeşit şarap ve araklar mevcuttu. Fiyatlara bakarsak şayet, bir şişe arak 13,990 LL, yaklaşık olarak 16TL gibi bir fiyata geliyordu.
 
 
 
Bacardi Breezer yaklaşık olarak 3TL. Sanırsam Bacardi Breezer’ın Türkiye’de satışı yok. Zaten satışı olsa da bu kadar ucuza satılacağını sanmıyorum. Markette fotoğraf çekimi yasak olduğu için fotoğraf arşivimiz bu yüzden biraz az, artık kusura bakmayacaksınız.
 
 
 
Alkol reyonu dışında hatrı sayılır bir çeşitliliği olan balık ve peynir reyonu da mevcuttu. Biraz göz gezdirip, marketten çıktık. Olurda yolunuz düşerse TSC Signature uğramanızı tavsiye ederim.
 
 
 
 
Market turumuz sona ermişti ama sırada harika bir lezzet tadımı vardı. Ortadoğu mutfağının olmazsa olmazı, benim ayılıp bayılarak yediğim bir lezzet olan falafel’i tatmaya gidiyoruz. Herkes bu basit gibi görünen lezzeti yapamaz. İşte bizde Faysal’ın mutlaka falafel yiyecekseniz, istikametiniz Sahyoun olsun deyince, doğru Sahyoun’a ışınlandık. Yalnız burada önemli bir nokta var. Sahyoun’u ararken siz istersiniz bir tane, Allah veriri iki tane misali. Karşınıza iki tane falafelci Sahyoun çıkacaktır. İşte önemli olan hangisini tercih edeceğinizdir. Sağdaki Sahyoun hedefiniz olmalıdır. Zaten kalabalıktan da anlayacaksınızdır.
Ufacık bir dükkan, tezgahın başında fokur fokur kaynayan, içi yağ dolu tencere. Usta maharetli ve hızlı manevralarıyla falafelleri hazırlıyor ve kızgın yağa atıveriyordu. Buraya erken saatlerde gelmek daha akıllıca çünkü vakit geçtikçe kızgın yağın değişik bir hal alması mümkün. Pek fazla hijyeni düşünüp, yağı değiştiryorlar mı bilemiyorum. Neyse fazla beklemeden daldık içeri, dürüm şeklindeki falafelden sipariş verdik.
 
 
Usta falafelleri kızartırken, yan tezgahta ince lavaşın içine maydanoz, nane, turp, domates konuldu.
 
 
 
 
 
Üzerine de bir kepçe tarator sosu döküldü ve falafellerde dürümdeki yerini aldı.
 
 
 
Sırada tatma vakti. Şanslıyım ki şuana kadar kötü falafel yemedim. Bunun da tadı harikaydı, yağını fazla içine çekmemişti. Midem bayram ederek, Sahyoun’dan ayrıldık.
 
 
 
Aslında aklım rakip firmada da kalmadı değil hani. Onlarınkiyle bunun arasındaki fark ne diye ama napalım inşallah başka sefere diyerek falafel’e veda ettik.
 
 
 
Sıradaki diğer bir lezzet durağımız ise ismi biraz vahşi gelse de Barbar. Burası restauranttan ziyade, bizdeki fast food ya da büfe tarzı yerlere çok benziyor. Her daim kalabalık, her daim bir uğultu ve yemekle cebelleşen insan manzarasıyla dolu. Yemekler ucuz olduğu için genellikle yerel halk burada yemek yiyor. Bir de buradaki tüm yemekler helal yani gönül rahatlığıyla et ürünlerini tüketebilirsiniz. Bizde kusur kalmayalım bari diyerek içeriye süzülüverdik. İçeri girer girmez bizi kocaman bir tezgah ve arkasında hem et hem de tavuktan oluşan dönerler karşıladı.
 
 
 
Hemen boş bir masa bularak oturduk.  Menüde epey bir çeşit vardı. Pizza, sandwich, sıcak ve soğuk meze çeşitleri, kebap. Ayrıca menüde her yemeğin içinde ne olduğu yazmışlar yanına da vejetaryen ya da acıdır diye uyarılar koymuşlardı. Her zaman ki gibi masaya ilk önce ekmek yerine lavaş, söğüş olarak turşu, soğan ve naneden oluşan salatamız geldi.
 
 
 
 
Masaya getirilen yoğurdun tadı biraz değişikti, kokusu falan normaldi ama tadı değişikti. Damakta yoğurdun içine katı yağ karıştırılmış gibi bir tat bıraktı.
 
 
 
Bizde ki fast food mekânlarında yemekler, nasıl tepsiyle servis ediliyorsa burada da yemekhane usulü olan tepsiler de yemekler servis ediliyordu. Ben kendi adıma girişteki dönerlerin kokusuna ve aşkına döner yahut yerel adıyla Shawarma lamb söyledim. Tabağın her bölmesi doluydu. Bir bölme de salata olarak domates, turşu nane ve ince kıyılmış maydanoz. Lahana salatası, humus ve tarator sos, patates kızartması ve lavaşla birlikte sunulan döner vardı. Dönerin içinde tek tük yağ parçaları bulunsa da, tadı fena değildi. Tabii ki bizim yaprak döner gibi olmasa da hızlı atıştırmak ve doymak için güzeldi.
 
 
 
Diğer bir yemeğimiz patlıcan kebaptı. Tabak bayağı bir süslü püslü gelmişti. Ama tadı olmamıştı. Terletmeden getirilen köz patlıcanlar, kabuğundan ayrılmadığı için yemek biraz zordu. O yüzden patlıcan kebabının patlıcanı sınıfta kaldı, köftesi sınıfı geçti diyebilirim.
 
 
 
 Bu yediklerimize ilave olarak bir sprite ve bir coca cola içerek, 40TL gibi bir hesap ödedik.
 
Son olarak bir şeyi hatırlatmak isterim, taksiye ihtiyacınız olduğu zaman sokaktan taksi çevirmek yerine, otelinizden taksi çağırmasını rica ederseniz daha mantıklı. Çünkü duraktan gelen taksiciler yer ve yol bulma bakımından daha profesyonel, taksi ücretleri de aynı. En azından yolda kaybolma şansınız olmaz.  
Böylelikle bir tatil maceramız daha son bulmuştu. Lezzetli yemekler yemek ve güzel vakit geçirmek isterseniz, uzun süreli olmasa da hafta sonu için ideal bir rota Beyrut. Vize istememesi de ayrı bir güzellik, uçakbiletinizi alın ve doğru yola koyulun.  Biz gezdik, yedik ve içtik, sizlere de tavsiye ederim.
 
 
Sahyoun Falafel
Adres: Damascus Road Ras-El Nabeh
Charlie Taxi: +961 1 285710
Günlük tur için taksi: +961 7 0809337


1 yorum:

  1. Pınar, yemekler süper gözüküyor valla, şu saatte hiç iyi olmadı bu yazıyı okumak :)

    YanıtlaSil

 

TAKİP EDİN!

Flickr


Created with flickr slideshow.

Twitter