ARÇELİK GASTRO İSTANBUL FESTİVALİ, LEZZET TADIMLARI


İsmimizin hakkını vermek üzere, şehirde düzenlenen etkinliklere katılmaya gayret ediyoruz. Daha önce Esma Sultan Yalısında düzenlenen 101 lezzet festivaline katılamama hüznü birde giden arkadaşların paylaştıkları resimleri gördükten sonra ki bunalım neticesinde Arçelik sponsorluğunda düzenlenen Gastro İstanbul festivalini es geçmemem lazım desem de esas vip açılışı olan 8 Mayıs Çarşamba günün ki açılışa katılamayınca, programımızı 9 Mayıs’a kaydırdık. Planımıza göre tabiî ki aç karnına gidilecek ve akşam yemeğimizi orada yiyecektik.
 
 


Gastro İstanbul’un nerede düzenlendiğini eminim duymayan kalmamıştır ama yine de ben kısa bir özet geçiyim. Maçka’daki Küçükçiftlik parkında düzenlenen festival’e giriş ücretli. Tam 10TL, öğrenci 5TL. Bu ücret karşılığında festival boyunca İstanbul’un en iyi mutfaklarına sahip restaurantların özel menülerini tatma, dj eşliğinde çalınan müzikleri dinleyip, hoplayıp zıplamaya,  seminerlere, atölyelere katılma fırsatı bulabiliyorsunuz. Yalnız seminerlere katılmak isterseniz saat 16:30’dan önce orada olmanız şart. Lakin seminerler 16:30’da sona eriyor. O saatten sonra ancak müzik eşliğinde yemek yeyip, içkinizi yudumlayabiliyorsunuz.



Neyse bizde bu fırsatı kaçırmadan, festival’in kapısını çaldık. Seminerler ve konuşmalar bittiği için yemek olayına girelim dedik. Kapıdan biletimizi aldığımız gibi, kırmızı halıdan geçerek içeri süzüldük. O kadar reklam ve tanıtıma karşın içerinin pek fazla kalabalık olmaması beni şaşırttı. Birde ufak bir ayrıntı içeri girdiğinizde hemen sağdaki stanttan, içeride para yerine geçen biletlerden almak zorundasınız. Çünkü yemeklerin parasını bu şekilde ödüyorsunuz.  Bizde içeride kullanmak üzere paralarımızı aldık ve gezmeye başladık. Genel anlamda 5TL ve 20 TL arasında yemek ücretleri, fakat şunu belirtmeliyim ki porsiyonlar doyumluk değil tadımlık kıvamında. En başta karşımıza Lucca çıktı. Menüsüne göz attık ve 10TL tutarındaki mini burger son kararımız oldu. Yemeğimizin hazırlanmasını beklerken tezgaha koyulan kiraz ve erikten atıştırmayı da ihmal etmedik.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hemen yan stantta Türk mutfağının güzel örneklerini sunan Raika vardı. Restaurant hakkında kısa bir bilgi aldıktan sonra bir tabak içerisinde mercimek köftesi ve yabani otlu mücver ikram edildi. Yabani otlu mücver harikaydı diyebilirim. Özellikle vejetaryenlerin seveceği bir lezzet. Raika restaurant’ı gidilecekler arasına not ettim.



 
 
 
Carlotta, menüsünü mini tavuklu Sezar wrap (5TL), mini kinoa salatası (10TL), mini caprese ciabatta (5TL) olarak fiyatlandırılmıştı.





Sosa standın da sunulan zeytinli ekmek ve soğanlı ekmek güzel gözüküyordu. Soğanlı ekmek yerken sanki kıymalı börek yemişim gibi bir tat aldım, hatta bu tadı alan yalnız ben değilmişim. Stanttaki görevli kıymalı böreğin içine az kıyma bol soğan koydukları için böyle bir tat almanın mümkün olduğunu söyleyince, gülüşerek yanlarından ayrıldık.





Bebek balıkçısına geldiğimizde, menüde balık mantı, balık köfte, balık kokoreç, levrek sarma vardı. Balık mantı ve balık kokoreç tatmaya karar verdik. Balık mantı sanılanın aksine yoğurtla değil kremayla hazırlanmıştı, 10TL karşılığında balık mantının tadına baktık. Balık kokoreç ise bol baharatlıydı ve ona da 10TL ödeyerek mideye indirdik.
 




Sırada La Boom vardı. Ördek roll, kıtır mantı ve mini burger siparişi verdik. Kıtır mantı güzeldi. Ördek roll ‘da güzeldi ama porsiyonlar tadımlık olunca maalesef tadını alana kadar yemek sona eriyordu.

 
 
 
 
Vogue standında durunca, bir adet sushi tabağı aldık. Sushi tabağının tutarı ise 20TL.
 
En fazla ziyaret etmek istediğim stant Les Ottoman’ın standı olsa da maalesef, saat 21:00 gibi stantlarını kapatmışlardı. Herhalde fazla talepten ötürü yemekleri bitmişti.
Biraz yedim, şimdi de oturup biraz kahve içeyim derseniz, Cafe Vergnano tam size göre. Sıcak sıcak kahve içmenin bedeli ise 5TL.
 
Elbette yemek olur da alkol olmaz mı? Festival kapsamın da ayrı bir bölümde alkol satışı da vardı. İçeri girerken 18 yaş sınırı olduğu için elinize kırmızı bir bileklik takıyorlar. Alkol tüketimini sadece o bölümde yapabiliyorsunuz, alkolü dışarı çıkarmak yasak.
Açıkçası ben daha fazla alkol firmasının standını bekliyordum. İçeri de şarap firmalarından sadece Kavaklıdere, Kayra ve Doluca stantları vardı. 2 kadeh Blush(16 TL) aldık ve müzik eşliğinde şaraplarımızı yudumladık.
 
 
Tatlıları final’e saklamıştık. İşte karşımızda Semiramis Şam tatlıları arz-ı endam etmişti. Daha önce Suriye ve Beyrut gezimizde tatma fırsatı bulduğumuz tatlıları tekrar tatmak güzeldi. Bir tabak içine hazırlanan karışık tatlılar harikaydı ve tazecikti. Bir iki derken tabağın sonunu bulduk. Karışık bir tabak tatlı 6TL.
 
 
Diğer tatlı seçeneğimizi tiramisudan yana kullandık. Portaxe standından aldığımız tiramisu, biraz yumurta kokuyordu ve kreması çok fazlaydı. Tiramisunun fiyatı ise 5TL.
 
Evet, gittik, yedik, içtik ve bir festivalin daha sonuna geldik. Açıkçası Gastro İstanbul birçok ünlü restaurantı ve yemekle alakalı standı ayağımıza kadar getirmişti. Beklentim çok fazla olması ve hafta içi olmasından belki festival bana çok durgun geldi ve hayal kırıklığı yaşadım. Özellikle Esma Sultan Yalısındaki 101 lezzet festivaline giden lezzetçiler için bu Gastro İstanbul festivali biraz yavan gelebilir. Daha ilk seneleri olmasından ötürü eminim seneye çok daha güzel bir festivalle karşılaşacağız. Herkese bol yemeli, gezmeli bir festival dilerim.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

TAKİP EDİN!

Flickr


Created with flickr slideshow.

Twitter