Nisan mayıs ayları geldi mi her yeri
yeşillikler, çiçekler basar, hava tam keyif çatma, mangal yakma, piknik yapma
kıvamına döner. Bunların yani sıra kuzular, oğlaklar etrafa çıkmaya baslar.
İste bizde böyle bir hissiyat içindeyken kendimizi Kırklareli istikametinde yol
alırken bulduk.
Simdi siz diyorsunuz ki, mangala
pikniğe kıran mı girdi İstanbul’da da, Kırklareli’ne yol aldınız. Hemen kısa
bir özet geçiyim, gecen sene yolumuz yine oralardan geçtiği vakit Pınarhisar
taraflarında oğlak çevirmesiyle ünlü Sütlüce köyünde çevirmeci Ömer Ustanın
methini çok duyduk fakat gittiğimiz zaman kapı duvar halde bulduğumuz Ömer Usta,
meğersem sadece oğlak mevsimi açarmış, tabi biz gittiğimizde oğlak hak getire
olunca, derin bir üzüntü halinde oradan ayrılmıştık ve ayrılırken de buraya bir
daha gelmeliyiz diyerek evin yolunu tutmuştuk. Günler, aylar su misali geçmiş
biz yine oğlak uğruna yola revan olmuştuk. Bu sefer ilk durağımız Tozaklı
köyündeki Selim Amcanın köfte tadımı oldu, bunu bir sonraki yazımda
bahsedeceğim inşallah. Şimdi sırada Ömer Ustanın meşhur oğlağı var.
Evet dere tepe düz gittik, Kırklareli’ne
geldik, oradan Pınarhisar’a yol alınca Sütlüce köyündeki Ömer Ustayı bulduk. O
kadar nam salmış ki kime sorsanız gösterir. Girişi biraz tuhaf fakat içeriden
bahçe kısmına geçince, yeşillikler içerisinde tahta masalardan birine
oturuverdik. Bu arada buranın hem aile yeri hem de damsızların takıldığı yeri
var. Tabi ki biz aile yerine oturduk. Masaya otur oturmaz, kasaplarda alınan
etleri sarmak için kullanılan yağlı kağıt, Amerikan servisi niyetine önümüze
serildi.
Masaya ilk gelen tazecik sarımsak ve
taze soğanlar oldu. Ekmeğin arasına koyduğum taze soğanı ilk açılış olarak
ağzıma attım.
Arkadan gelen bir kase yoğurt ise
hazır yoğurtlardan değildi. Halis muhlis doğal, ev yapımı yoğurttu. Hani al
ekmeği bandırarak ye kıvamındaydı.
Salata ise az ve yeşillik salatasıydı.
Derken buraya geliş amacımız olan
oğlak, masamıza gelmişti. Etlerle aram iyidir ve daha önce oğlak eti yemeyen
ben, biraz oğlağa karşı ön yargılıydım. Varsayım mıdır yoksa aslı astarı var
mıdır bilmem ama hep hafızam da aman oğlak yerken dikkat et miden bozulabilir
cümlesi hiçbir zaman aklımdan çıkmamıştır.
Oğlak masaya kağıt içinde servis
edildi, pek fazla kibarlık yapmaya gerek yok diyerek, daldık oğlağın içine.
Oğlak kemiklerinden ayrılmış, derisiyle birlikte parçalanarak getirildi. Etin
kimi yerleri yumuşacıkken kimi yerleri de lifliydi. Herhalde oğlak etinin
özelliği bu olsa gerek diyerek yemeye devam ettik. Bu arada burada porsiyondan ziyada
kaç gram ya da kilo isterseniz o kadar getiriyorlar. Yani herkes yeme
kapasitesine göre kendini bilir di mi? Unutmadan söyleyeyim, burada oğlak
dışında başka bir şey yok. Ya oğlak yiyeceksiniz ya oğlak.
Genel anlamda oğlak etine önyargılı yaklaşsam
da aman midemi bozmayayım korkusunu üstümden attım. Sonuçta maşallah
sapasağlamım. Oğlak eti kuzu etine benziyor ve kokusuz, hani bazıları der ya,
koyun kokuyor diye, işte oğlak etinde böyle bir durum yok. Taze ekmeğin arasına
koyarak, birde yoğurt kaşıklayarak yenirse değmeyin keyfinize.
Biz gezenyer ekibi olarak gittik,
yedik ve sonuçta beğendik. Hafta sonları kalabalık olan Ömer Usta’dan memnun
kaldık. Sizde güzel bir hafta sonu geçirmek, temiz hava bol gıda felsefesiyle Trakya’ya
açılın, köylerde kaybolun. Sonrasında da güzel bir ziyafet çekin.
Adres: Sütlüce Köyü, Pınarhisar,
Kırklareli
Telefon: 0532 721 1786
Pinarcim, agzim acik ve sular aka aka baktim fotograflara... Biz daha bir erik zamani Istanbul'a gelmeyi basaramadik ama, umudum var yakalarsam Kirklareli'de sart oldu:) Böyle kacamaklar, kalbin ya da midenin götürdügü yere gitmek iyidir:) en güzelini yapmissiniz, ayaginiza saglik:)
YanıtlaSilSevgiler,
Serap
Canım, inşallah tez zamanda İstanbul'a gelirsin de, tatmak kısmet olur. Evet haklısın bazen böyle kısa mide lezzeti kaçamakları güzel oluyor:)
SilSizinle beraber olmayı çoook isterdim :((
YanıtlaSilYaa bir ayarlayıp gidemedik beraber, ne güzel löpletçektik oğlakları:)
SilKuzu etinin yerini tutmaz.
YanıtlaSil