Balkan esintileri, mirza köfte


Kararsızlık ne kadar kötü bir şey? Ne yesek ve tabiî ki nerede yesek diye yola çıkınca kendimizi Bayrampaşa’da bulduk. Keşfeden keşfetmiştir ama keşfetmeyenler için olsun bu yazı.

Bayrampaşa’da yoğun olarak Balkan kökenli insanlar yaşar. Boşnakların yaşadığı yerde de, meşhur köfteleri, börekleri ve tadına doyum olmayan kuru etleri olmazda ne olur dimi? Evet bu sefer ki durağımız Mirza Köfte.

İçeri girer girmez, iyi bir karşılama sonrası masamıza oturduk. Ve menüde, masadaki yerini aldı. Menüde neler var diye sorarsanız, köfte çeşitleri, tavuk, çorba çeşitleri, salata ve tatlılar var. Daha ne yiyeceğimize karar vermemiştik ki, masaya ekmek geldi.

Arkasından köfteye eşlik etmesi için gelen lezzetli ve hafif acı bir sos ve bir tabak kuru soğan masadaki yerini aldı. Sos harika ötesiydi, köfte için getirilse de, ekmek banarak yemekte keyifliydi.
 
Biz buraya geldiğimizde içeride bir tek biz vardık, vakit ilerledikçe içerisi dolmaya başladı. Sonraki zamanlarda anladık ki, buraya gelenler mekanın müdavimi olan kişiler olması yanında çoğu Balkan kökenli. İstanbul’dayız ama kendimizi Karadağ’da hissetmedik dersem yeridir. Çünkü çalışanlar dahil olmak üzere herkes Sırpça konuşuyordu. Bizde hem yemek yedik hem de daha önce gittiğimiz Karadağ tatilimizi yad ettik.
Bütün yerel lezzetlerden tatmak istediğimiz için hepsinden oluşan karışık bir tabak söyledik.  Köfteler pişe dursun Çoban Salata nam-ı değer Sopsa ve Kaymaklı Biber (Soka) masadaydı.
Çoban Salata bildiğimiz türdendi ama Kaymaklı Biber değişik bir tattı. Tadı güzeldi ama fazlasıyla tuzluydu. Ufak bir araştırma sonrasında öğrendim ki, çokça pazarlar da karşımıza çıkan sarı biberler bol tuzla bir gece bekletilirmiş sonrasında tuzlanıpta yumuşayan biberler, peynircilerde bulunan kaymakla doldurulurmuş. Meğer tuzlu olmasının sebebi buymuş. Tuzluydu falan ama tadı çok güzeldi. Koca bir tabak Soka yiyince, sabaha kadar su içmekten bir hal oldum ama hadi neyse.
 
Köfteler ise can yakacak cinstendi. Ufak Tekirdağ köftesini andıran köfte, cevapiydi. Karadağ’da yediklerimizden bir farkı yoktu. Uzun sosise benzer olan ise sucuk baharatlı köfteydi. Cevapiye göre daha yumuşak ve daha baharatlıydı. Ve benim en çok beğendiğim ise kuru etli kaşarlı köfteydi. Köfteyi zaten severim birde üstüne kuru et konulunca daha da bir sevdim. İsli yiyecekleri seven biri olarak kuru et harikaydı diyebilirim. Kıymanın üzerine konulan kuru et parçaları ve en üste konulan kaşar tam bir bomba etkisi yaratmıştı. 
Köfteleri mideye indirmiştik ve sırada tatlılar vardı. Tatlı çeşitlerinden sütlaç, şekerpare, ev baklavası ve Beşiktaş vardı. Seçimimizi ev baklavasından ve Beşiktaş tan yana kullandık. Ev baklavası incecik açılmıştı ve daha ilk çatalı ağzıma atar atmaz o kadar yumuşacıktı ki, ağzımda dağıldı. 


Gelelim Beşiktaş’a. Bu nasıl bir tatlıdır dediğinizi duyar gibiyim. Vallahi de billahi de adı Beşiktaş. Aslında aşina olduğumuz yaş pasta diyebilirim. Kakaolu pandispanyanın arasına katı kıvamlı bir krema konulmuştu. Sakın bol yağlı kremalarla karıştırmayın, içine konulan krema kaymak tadındaydı. Ve harikaydı.
Aile lokantası sıcaklığında, lezzetli köfteler yemenin yanında kendinizi Balkanlar’da hissetmek isterseniz, yolunuzu Mirza Köfteye düşürün. Yapılan tüm ürünler ev yapımı olduğu için gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz. Bu yediklerimize ilaveten 2 adet meşrubata ödediğimiz ücret 70TL. Afiyetle kalın.
 
 
Adres: Yıldırım Mahallesi Şehit Kamil Balkan Caddesi No: 34

Telefon: 0212 497 0233

Daha Büyük Görüntüle

1 yorum:

  1. Pınar'cım nefis bir keşifte bulunmuşsunuz. Mutlaka gitmeli, tatmalıyım:)

    YanıtlaSil

 

TAKİP EDİN!

Flickr


Created with flickr slideshow.

Twitter