Bir mekan düşünün ki manzarası mükemmel, mekanı ferah bir de
yemekleri lezzetli mi lezzetli ise işte tam yerindesiniz, sakın kımıldamayın
derim ve sizi Surplus Restaurant’a buyur ederim.
Epey zamandır gitmek istediğim, ha bugün ha yarın dediğim
bir yerdi burası ama kısmet bugüneymiş, sevgili Zeynep’in davetiyle o zaman bu
zamanmış dedim ve bir baktım ki Surplustayım.
Daha kapıdan girer girmez güler yüzlü bir karşılama ile
restauranta giriş yaptım ve hemen masaya kuruldum. Öncelikle buraya gelince
insanın tüm duyularının harekete geçmemesi mümkün değil. Daha dakika bir masaya
oturdum karşımdaki mükemmel manzara karşısında gözlerim bayram etti bile.
Gözlerimiz bayram etti etmesine de sıra da midemiz vardı. Önce
çeşit çeşit ekmeklerin servis edildiği ekmek sepeti ve beraberin de tuzlu
yoğurt ve peynirle hazırlanan, ezmeyle birlikte servis edilen minik toplar
geldi. Biraz tuzlu olsalar da yine de lezzetliydi.
Ve beklenen an soğuk mezeler bir bir masaya arz-ı endam
etti. Yaprak sarma, iç harcı olsun, yaprağı olsun yumuşacıktı. Zeytinyağlı
enginar, tam da mevsimiyken tatmamak olmazdı, tek kelimeyle körpe ve lezzetli
demek yeterlidir. Zeytinyağlı rezene değişik tadı ve kokusuyla albenisi yüksek.
Kimi çok sever kimi ise hiç sevmez. İşte ben sevenlerdenim. Tadılmasını tavsiye
ederim. Ve kabak çiçeği dolması, bu
lezzet sevilmez mi! Ve güzeller güzeli patlıcan, masa da iki çeşidiyle bana göz
kırptı. Zeytinyağlı patlıcan musakka ve yoğurtlu köz patlıcan salatası. Yoğurtlu köz patlıcan salatası ekşi yoğurtla
yapıldığı için tadı bir değişik gelse de, mezeler arası damak tadı geçişini sağlamak
adına böyle bir seçim sunulduğunu şefimizden öğreniyorum.
Görüntüsüyle kendini ele vermeyen, tadarken de içinde ne var
dediğim bir ara sıcakla karşı karşıyaydım. Bulgur Çıtlatması. Bulgurun her
çeşidine kurban oluyorum dolayısıyla bu yemeğe bayıldım. Bulgur çanak şeklini
almış, içine de kıyma ve sebzeli bir iç konulmuştu. Nar ekşili sos ile tatlandırılıp,
haydari ile de ufak bir dokunuş yapılmıştı. Sıcak sıcak ve hafif acısıyla
gönlümü fethetti.
Gelelim ana yemeğe. Aman ki aman dostlar, şölen havası
halinde cazur cuzur sesler eşliğinde masaya bir gelişi vardı ki, ağızlar açık
kaldı. Ana yemeğimizin ismi Cız Bız. Yok, yok cızbız köfte değil. Basbayağı
kelli felli bir et tabağı geldi masaya. Etine dolgun pirzola, tam kararında
pişirilmiş büyük bir parça bonfile ve satır etten hazırlanmış kebap. Ama bu
kebap alışılagelmişliğin dışındaydı. Şişe yada çöp şişe değil. Kaburga kemiğine
döşenmişti. Evet, satır et kaburga kemiğine döşenmişti. Ne denile bilir ki.
Parmaklarımızı yedik. Bu üç çeşit et fırın kabına koyulup, yanına da ufak patates
ve sarımsakla servis edildi.
Ana yemek sonrası tabi ki final de tatlı vardı. Tatlı
tabağımda üç çeşit tatlıyla göz gözeydim. Kabak tatlısı fırınlanmıştı ve tadı
güzeldi. Bademli helva damlasakızlı tadıyla beğenilenler arasındaydı. Yoğurt
donması ise mus yada panna cotta tarzı bir tatlıydı. Yaz aylarında en çok tercih
edilenler arasında olacağından hiç kuşkum yok doğrusu.
Tatlılar da yenildi,
çaylar da içildi. Benim için çok güzel bir yemek olduğunu itiraf etmem gerekir.
Öncelikle Şef Emre İnanır’ın imzası bulunan tüm tattığım yemekler gerçekten çok
güzeldi. Elleriniz dert görmesin Şef’im. Bu yemeklerle tanışmama vesile olan
Cahit Akyol Bey’e ve Meral Gider Hanım’a da çok teşekkür ederim.
Son söz olarak güzel bir manzaraya karşı yemek yemek
isterseniz Anadolu lezzetleriyle modern gastronominin kesişme noktası olan
Surplus’ı tavsiye ederim.
Adres: Rüstempaşa
Mahallesi, Ragıp Gümüş Caddesi, No:54 Kat:3-4 Eminönü, İstanbul
Telefon: 0212 520
1002
0 yorum:
Yorum Gönder