Haydi buyurun Sofram'a. Sofram Balık Restaurant

Hafta içi trafik, yoğun çalışma derken insan hafta sonunu iple çekiyor. Sessizlik bir dinginlik istiyor. İşte şimdi sizi Mekanistle birlikte keşfettiğimiz hem sessiz hem keyifli hem de lezzetli yemekler tadabileceğiniz bir mekâna götürüyorum. Kesin bilgi, uzaklığı sizi korkutmasın, yemek sonunda iyi ki gelmişim diyeceksiniz. İstikametimiz, Selimpaşa. Sofram Balık Restaurant.
Daha mekana girer girmez restaurantın ikinci kuşak temsilcisi olan Hüseyin Kankaya tarafından karşılanıp, masamıza kurulduk. Önemli husus mutlaka denize nazır masada oturun. Hem gözünüz doysun hem de mideniz. Karşınız da Marmara denizi, balıkçı teknelerinin limandaki hali yemeğinize eşlik etsin. Olur da efkar basarsa kadehi kaldırmak serbest.


Gelelim neler yediğime. Hazırsanız başlıyorum. Daha masaya oturur oturmaz dereotlu mısır ekmeğimiz geldi. Mısır ekmeğini oldum olası severim. Buradakini de bayıldım.  Kızarmış beyaz yada kepek ekmeğe alternatif olarak mısır ekmeği sunulması güzel.


Mısır ekmeği de sade sade yenmez ki dimi derken tarama masaya gelmez mi? Ekmeğe sür ve ye kıvamında. Üzerindeki Mersin havyarıyla damaklara şenlikti. Eğer ki tarama seviyorsanız, kesinlikle burada güzel olduğuna kefilim.


Ve buranın en lezzetli spesiyallerinden biri olan ahtapot Carpaccio masaya teşrif etti. Doyumluk değil, tadımlık bir porsiyon olan carpaccio gerçekten lezizdi. Ahtapotun her halini seven biri olarak beğendim.


Masamıza sırasıyla gelen midye dolma, somon füme, hardal soslu levrek marin, hamsi salamura ve balık pastırması birbirinden değerli ve lezizdi.ufak bir ayrıntı daa levrek marin için gelsin. Büyük çoğunlukla levrek marin denilince akla yoğun hardal ve mayonezli karışım gelse de burada kurallar bozulup sadece levreğin üzerine sostan azcık dökülmüştü. Sonuçta hardal sostan çok ana malzeme olan levreği tatmak mutluluk sebebi. En çok hangisini beğendin diye sorarsanız. Orkinostan yapılan balık pastırması açık ara önde, Kayseri pastırmasıyla yarışır.


Ve son soğuk mezemiz ise kiminin sevdiği kiminin ise sevmediği. Üzerine biraz limonla tatlandırılıp, hüpp diye ağza atılan istiridye.


Midyeyi nasıl bilirsiniz? Yada şöyle sorayım midyeli neler yediniz? İlk akla gelenler midye dolma, midye tava. Peki, size midye şiş desem! Evet, buraya gelipte mutlak denemenizi tavsiye edeceğim midye şiş, çöp şiş misali, şişlere geçirilmişti. Ve bol baharatlı tadıyla güzeldi.



Sırada buraya gelipte tadılması gereken diğer bir ara sıcak ise ahtapot ızgara. Şimdi diyeceksiniz ki, her balık lokantasında yapılıyor artık ahtapot. Ama bu yediklerinize benzemez sevgili okurlar. Bu ahtapot Ege denizinin bağrından kopup gelmiş. Gelmesi yetmezmiş gibi de üç buçuk saat dövülmüş. Sonrasında da parçalara bölünerek, zeytinyağı ve sarımsakla birlikte bakır sahanlarda dumanı üstünde servis edilmiş. Çok yerde ahtapot yemişimdir ama yiğidi öldür hakkını yeme demişlerse bu ahtapot için demişler. Yumuşacık adeta lokum gibiydi. Başarılı bir lezzetti.


Bir diğer ara sıcak ise yüzük kalamar ve balık köftesi. İkisini de beğenerek yedim.



Hep etten lokuma aşinayızdır ama burada sarıkanat lokumu tattık. Tadıyla tuzuyla gayet güzeldi. Artık bu kadar yemekten sonra Hüseyin Bey’e tamam dedik zira biraz daha devam edersek patlamaya ramak kalmıştı.


 Her şeyiyle gayet güzel bir yemek faslı yaşadık. Haydi bakalım biz gittik, sıra sizde. Keşfedenler keşfetmeyenlere söylesin.



1 yorum:

  1. fotoğraflara bakmak gidilecek yer listeme eklemeye yetti, sunum bir harika. hatta organizasyonlarımdan birini de burada yapmak isterdim ama lokasyon olarak ulaşım zor olur.

    YanıtlaSil

 

TAKİP EDİN!

Flickr


Created with flickr slideshow.

Twitter